Tuğberk Çiloğlu
Elektronik Para Birimleri (EPB)’nin tarihsel gelişimini ve genel anlamda ‘’para’’ kavramının EPB’lerle etkileşimini bir önceki yazımızda inceledik. Bu yazımızda ise EPB’lerin uluslararası parasal sistemdeki olası değiştirici gücünü, finansal piyasaların EPB’lerle olan etkileşimini ve devletlerin verebileceği tepkileri analiz edeceğiz.
Önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi, tüm dünya bilgi çağına geçiş yapıyor ve bunun para sistemi üzerinde kaçınılmaz etkileri ortaya çıkmaya başlıyor. İnternet teknolojisinin muazzam gelişimi ve bilgi bazlı ürünlerin ekonomide kapsadığı alanın hızla artmasıyla birlikte ‘’bilgi’’ giderek güçlenen bir üretim faktörü oldu. Bilgi, çok hızlı bir şekilde mobilize oldu ve esneklik kazandı. Ekonomik yapının ana belirleyicilerinden olan parasal sistemin bundan etkilenmemesi imkansız hale geldi. Fakat her paradigmal değişim ve dönüşüm döneminde olduğu gibi, bu geçiş süreci de oldukça çalkantılı olabilir. Nasıl mı ?
Öncelikli olarak bir merkez bankası, bastığı ve ihraç ettiği banknotlar üzerinden çok ciddi bir senyoraj geliri elde eder. Örneğin, Amerikan Merkez Bankası (FED), 20 dolarlık bir banknotu dolaşıma soksun. Bu banknotun da reel baskı maliyeti 0,2 dolar olsun. FED, bu banknottan 19,98 dolar senyoraj geliri elde etmiş olur. Dolaşımdaki banknot miktarının büyüklüğünü düşünürsek bu çok ciddi bir gelirdir. Akıllara şu soru gelebilir: Eğer bu derece büyük bir senyoraj geliri varsa merkez bankalarının para arzını sınırsızca artırmaları gerekmez mi ? Eğer merkez bankaları bu yola başvururlarsa ihraç ettikleri paraların satın alma gücü enflasyon nedeniyle hızla düşer, para ikamesi denilen süreç başlar ve o paraya olan güven tamamen ortadan kaybolur. İşte bu nedenle merkez bankaları bunu yapamazlar. O zaman akıllara şu soru gelmeli: EPB’ler ekonomilerde hızlı bir şekilde banknot paraların yerini alırsa merkez bankalarının senyoraj geliri bundan nasıl etkilenir ?
Bu soruyu yanıtlamadan önce, EPB’lerin hızlı bir şekilde banknot paraların yerini alıp alamayacağını analiz etmeliyiz. EPB’lerin klasik bir para birimi olabilmesi için şu anki tasarruf fonksiyonuna ek olarak, hesap birimi yani değer biçme aracı olma işlevini de eksiksiz olarak yerini getirebiliyor olması gerekir. Eğer bu fonksiyonu da yerine getirirse, son aşamada mübadele aracı olma işlevinin de eksiksiz yerine getirir ve klasik bir para birimi olabilir. Buradaki anahtar nokta, değer biçme işlevidir. EPB’lerin şu an için etkin bir şekilde değer biçme işlevini yerine getirdiği söylenebilir mi ? EPB’lerin fiyatlarında yaşanan büyük dalgalanma durulmadan bunu söylemek mümkün olmaz. Hiçbir ekonomik karar birimi, fiyatı günde %10’lu seviyelerde değişen bir varlık ile uzun vadeli değer belirleme planı yapamaz. Peki, EPB’lerin fiyatlarındaki yaşanan bu dalgalanma nasıl son bulabilir? Ekonomide yeni ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde piyasa payını artıran her varlığın fiyatlarında ilk başlarda bu tür aşırı dalgalanmalar normaldir. Zaman geçtikçe fiyatı belirleyen temel arz ve talep koşulları belirginleşir ve dalgalanma çok daha dar bir bantta gerçekleşmeye başlar. Bunun ne kadar zaman alacağını bugünden tahmin edebilmek ise oldukça zor. Bu bilinmeyen zaman geçtikten, arz ve talep koşulları istikrarlı bir zemine oturduktan sonra EPB’lerin değer biçme işlevi de ortaya çıkmış olacaktır. İşte bu noktada, yukarıda sorduğumuz senyoraj geliri sorusu devreye girer.
EPB’ler değer biçme işlevini yerine getirmeye başladıktan sonra yavaş yavaş mübadele aracı olma işlevi de kendini gösterir ve resmi merkez bankalarının ihraç ettiği banknotlar yerine EPB’ler alışverişlerde kullanılmaya başlanır. İşte bu noktada devletlerin ve merkez bankalarının nasıl bir tepki vereceği sorusu ortaya çıkar. Kuşkusuz, klasik banknotlar yerine EPB’ler alışverişlerde kullanılmaya başlandığı andan itibaren merkez bankalarının senyoraj geliri düşmeye başlar. Bundan daha da önemlisi, para arzının dışsallığı, yani para arzının merkez bankası tarafından belirlenme durumu ortadan kalkmış olur. Peki, bu durumun ekonomi üzerindeki etkileri ne olabilir?
Herhangi bir ülkedeki merkez bankasının yüksek olan enflasyon oranlarını düşürmeye çalıştığını varsayalım. Bu durumda merkez bankası faiz oranlarını artırarak ve piyasaya verdiği banknotların arzını azaltarak bu amacını gerçekleştirebilir. Fakat biz bu çıkarımı, ekonomik birimlerin merkez bankasının ihraç ettiği banknotları kullandığı varsayımı altında yaptık. Eğer ekonomik birimler alışverişlerde ve finansal işlemlerinde kullanıyorlarsa ağırlıklı olarak EPB’leri kullanıyorlarsa ? Yani ülkedeki ticaret, borsa ve tahvil işlemleri EPB’ler ile yapılıyorsa ? İşte bu durumda merkez bankasının para arzını azaltmasının ya da benzer politikalar uygulamasının önemi giderek azalır. Para arzı azalır fakat ekonomide o para çok fazla kullanılmadığı için bunun toplam talebi etkileme gücü oldukça düşük olur.
Bir başka örnek olarak merkez bankasının ekonomiyi canlandırmak için faiz oranlarını düşürmek istediğini varsayalım. Kuşkusuz, merkez bankasının bu amacını gerçekleştirmek için faizleri kullanmak istemesindeki sebep faizlerin ekonomik birimler tarafından göz önüne ve dikkate alınıyor olması. Fakat eğer merkez bankasının ihraç ettiği para birimi o ekonomide kullanılmıyorsa, o para biriminin faizinin düşmesinin ya da yükselmesinin ekonomi üzerinde bir etkisi olmaz.
İşte tüm bunlar, devletlerin ve merkez bankalarının ekonomi üzerindeki denetim gücünü ortadan kaldırabilecektir. Peki, bu noktada devletler ne yapabilir ? Buna nasıl tepki verebilir ? EPB’leri yasal olarak tamamen yasaklamak ve kullanımını hukuki cezaya tabi tutmak yöntemlerden biridir. Fakat, internet teknolojisinin bu kadar geliştiği ve ürünlerdeki bilgi içeriğinin her geçen gün yükseldiği bir çağda bu konuda ne kadar başarılı olunabilir ? Bu tür yasalar EPB’lerin kullanımını büyük bir olasılıkla sınırlı ölçülerde etkileyebilir. Diğer çözüm ise çok daha mantıklı gibi gözüküyor: EPB’leri regüle etmek. Nasıl mı ?
Tüm dünyada altın ve gümüş sikkelerden banknot paralara geçildiği o eski döneme bir göz atalım. Değişim ve dönüşüm nasıl gerçekleşti ? İlk önce pek çok ülkede serbest bankacılık sistemi uygulandı, yani her özel banka kendi özel banknotunu ihraç etti. Bu durum uzun bir süre devam etti ve ardından regülasyon geldi: Merkez Bankacılığı. Bu serbestlik döneminin ardından banknot paraların ekonomiyi yönlendirme gücü giderek arttı ve devletler bu banknotları, dolayısıyla ekonominin denetimini kontrol etme yolunu buldu ve merkez bankacılığı ortaya çıktı. Yani, devletler kurdukları merkez bankaları aracılığıyla banknot arzı üzerinde tekel sahibi oldu ve özel bankaların banknot çıkarmasını yasakladı.
Muhtemelen benzer bir süreç EPB’ler için de geçerli olacak. Zaman ilerledikçe ve EPB’lerin ekonomik sistem üzerindeki belirleyici gücü arttıkça devletler EPB sistemi üzerinde kontrol sahibi olmak isteyeceklerdir. Yani devletler bir süre sonra bizzat kendileri EPB ihraç etmeye ve diğer özel kuruluşların/kişilerin EPB çıkarmasını yasaklamaya başlayacaklardır. Gidişat büyük bir olasılıkla bu yönde olacaktır. Bu da büyük olasılıkla yine merkez bankaları aracılığıyla ya da kurulacak olan ‘’merkezi elektronik para banka’’ları aracılığıyla olacaktır.
EPB’lerin fiyatlarındaki değişimin geleceğiyle ilgili analiz yaparken majör merkez bankalarının politikalarını göz önüne almamak doğru olmayacaktır. Bildiğiniz gibi, EPB’ler klasik banknot paralara birer rakip. Bu, şu anlama geliyor: Majör merkez bankalarının para arzı kararları önümüzdeki süreçte EPB’lerin değerine doğrudan etki edecektir. Örnek vermek gerekirse günümüzde Amerikan doları ile altın, gümüş ve diğer değerli emtialar arasında önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz gibi negatif bir korelasyon vardır. Bunun yanı sıra Dolardan emtialara doğru bir nedensellik de vardır. Zaten bu korelasyonun kaynağı söz konusu nedenselliktir. Altın, gümüş gibi değerli metaller ve diğer emtialar günümüzde ağırlıklı olarak Amerikan Dolarıyla alınıp satıldıldığı için Doların arzı artttığında ve değeri düştüğünde bu emtiaların fiyatı artmaktadır. Doların arzı azaldığında ve değeri yükseldiğinde ise emtia fiyatları düşmektedir, kuşkusuz küresel savaş ve çatışma riskinin olduğu dönemler hariç. Benzeri bir nedensellik ve korelasyon EPB’ler için de olacaktır. Yani majör merkez bankaları parasal genişleme yaptıkça ve banknot arzı arttıkça, EPB’ler şu an bu banknotlarla alınıp satıldığı için ve de daha temel bir sebep olarak EPB’ler bu banknotlara rakip olduğu için EPB fiyatları yükselecektir. Parasal sıkılaştırma dönemlerinde ise majör banknot para birimlerine olan güven artacağı için EPB’lerin fiyatı azalacaktır.
Analizimizde paylaştığımız faktörlerin nasıl şekilleneceği EPB’lerin kaderini belirleyecektir.
Görüşmek üzere.
Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi/danışmanlığı değildir.
Mail adreslerim: utugberk@gmail.com utugberk@hotmail.com