Çarşamba , 8 Mayıs 2024
En Son Yazılar

PARA POLİTİKASI SENARYOLARI

Tuğberk Çiloğlu

Uluslararası fon akımlarının hızının ve yoğunluğunun giderek arttığı dünyamızda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uyguladıkları para politikalarının sonuçları da giderek komplike hale gelmektedir. Para politikaları pek çok ekonomik değişkeni etkilemekte, pek çok değişkenden de etkilenmektedir. Gelin, çeşitli senaryolarla bu süreçleri analiz edelim.

Basit bir örnekle başlayalım. Ülkemizde ABD Dolarının  hızlı bir şekilde yükseldiğini düşünelim. Bu durumda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ne yapar ? Piyasaya dolar arz eder, karşılığında TL çeker, yani TCMB dolar satar TL satın alır.  Dolar’ın arzı arttığı, TL’nin ise arzı azaldığı  için Dolar değer kaybederken TL değer kazanır, Dolar/TL paritesi düşer. TL arzı azaldığı için TL’nin de fiyatı yükselir TL’nin fiyatı nedir ? Faiz oranları. TL faiz oranları yükselir, kuşkusuz bu durumun çeşitli sonuçları vardır. Faiz oranları yükseldiği için ekonomide iç tüketim azalır, yatırımlar azalır. Dikkat ettiyseniz, sistem kendi kendini dengeler. Nasıl mı ?

Dolar değer kaybedip TL değer kazandığında ülkemizin ihracat avantajı azalırken ithalat eğilimi artar, bunun sonucunda cari işlemler açığımız artar. Faiz oranları yukarıda da belirttiğimiz gibi süreç içerisinde arttığında iç tüketim eğilimi, yatırımlar ve sonuç olarak ithalat azalır. Yani kendi kendine bir dengelenme olur. Faiz oranlarındaki artış, ülkemize yönelik olan yabancı fon akımlarında ciddi artışlara yol açar. Süreç sonunda TL Dolar karşısında giderek değer kazanır. Bunun sonucunda tekrar cari işlemler açığımız artar, bunu döviz kurlarında ciddi bir artış takip eder, ve yine yukarıda bahsettiğimiz süreç tekrarlanır (TCMB müdahalesi ve faiz artışı). Peki ya tam tersi olursa ?

TL’nin aşırı değerlendiğini, bu durumun ülkemiz cari işlemler bilançosuna negatif etki yaptığını düşünelim. TCMB de bu duruma müdahale etsin. Nasıl mı ? TCMB piyasaya TL satar, karşılığında Dolar alır. Dolar değer kazanırken, TL değer kaybeder. Ayrıca TL arzı arttığı için faiz oranları düşer. Faizlerdeki düşüş iç tüketimi canlandırır, yatırımları ve ithalat eğilimini artırır. Yine dengelenme olur. Dolar/TL paritesindeki artış cari açığımızı azaltırken, faiz oranlarındaki düşüş cari açığımızı artırır. Bir seçenek daha var; sterilizasyon.

TCMB, Dolar/TL paritesi arttıktan sonra piyasadaki fazla TL’lerin enflasyon yaratmasını önlemek için sterilizasyon politikası uygulayabilir. Nasıl mı ? TCMB likidite politikası uygulayarak piyasaya tahvil satar, karşılığında TL satın alır. Tahvil arzı arttığı için tahvillerin fiyatı düşer, yani tahvil faizleri yükselir. Bu şekilde özel sektörün de borçlanma maliyetleri artmış olur, ayrıca iç tüketim de artan faizler nedeniyle azalır. Bu durumda yüksek enflasyon tehlikesi de engellenmiş olur fakat sterilizasyon politikası iç tüketimdeki azalma nedeniyle ekonomik durgunlukla sonuçlanabilir.

Güncel süreçlerden de örnekler verilebilir. Örneğin, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) parasal genişlemesi sonucunda Avrupa’da faizler negatif oldu. Yani, tasarruf sahipleri tasarruflarını borç vermeleri karşılığında ödüllendirilmek yerine bir nevi cezalandırılıyorlar. Bir başka deyişle, Avrupa’da tasarruf yerine tüketim teşvik ediliyor bu para politikasıyla. Fakat bu genişletici politikanın oldukça tehlikeli bir yan etkisi var: Düşük kaliteli yatırımların artması. Faiz oranlarının sıfırın altında olduğu bir ekonomide, getirisi çok düşük olan düşük kaliteli yatırımlar da rahatlıkla finansman olanağı bulabilir, hayata geçebilir. Fakat bir süre sonra faiz oranları yükseldiğinde bu yatırımlar aniden çok ciddi ekonomik sorunlara yol açabilir çünkü yükselen faizler bu yatırımları iktisadi açıdan irrasyonel hale getirebilir.

Genişletici politikanın bir diğer olumsuz etkisi ise ekonomide çok ciddi bir tahvil balonuna yol açması. Bunu özellikle Avrupa ve Japon tahvillerinde görmekteyiz. Parasal genişlemeyle beraber oldukça yüklü miktarda fon tahvillere yöneldi. Tahvil fiyatları hızlı bir şekilde yükselirken tahvil faizleri düştü. Fakat bir süre sonra bu genişletici politikalar sonuç vermeye başlayacak. Yani enflasyon artacak, Avrupa’da artmaya başladı bile. Enflasyon arttığında ise tahvillerde ciddi satış dalgaları yaşanma olasılığı oldukça yüksek. Bu durum ise elinde ciddi tahvil stokları bulunduran büyük yatırım şirketlerini olumsuz etkileyebilir.

Gördüğünüz gibi, para politikası pek çok değişken üzerinde doğrudan etkili ve pek çok değişkenden de doğrudan etkileniyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki artış ve artan finansallaşma bu süreci daha da hızlandıracağa benziyor. Görüşmek üzere.

Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi/danışmanlığı değildir.

Mail adreslerim:  utugberk@gmail.com  utugberk@hotmail.com

 

Okudunuz mu?

KÜRESEL KONJONKTÜR VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Tuğberk Çiloğlu Küresel ekonomide 2020 yılı başından beri etkili olan pandemi süreci, kendi içinde yaşadığı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Translate »