Pazartesi , 13 Mayıs 2024
En Son Yazılar

ELEKTRONİK PARA BİRİMLERİ VE PARASAL SİSTEM-1

Tuğberk Çiloğlu

Son dönemde dünyada ve ülkemizde en çok tartışılan konulardan biri Elektronik Para Birimleri (EPB). Giderek artan işlem hacmi ve sürekli dalgalanan değeriyle EPB’ler küresel piyasalarda giderek daha fazla dikkat çekiyor. EPB’ler nerden geliyor, nereye gidiyor ? Ekonomik temelleri var mı ? Ekonomideki ve parasal sistemdeki dönüştürücü gücü hangi mekanizmalarla gerçekleşecek ? Bu süreç nasıl işleyecek ? Gelin, tüm bu soruları yanıtlamadan önce işe çok daha temel bir soruyla başlayalım: Para nedir ?

Paranın tam olarak ne olduğunu ve tarihsel sürecinin nasıl geliştiğini anlamadan EPB’leri de tam olarak anlayamayız. Para, en genel anlamıyla ortak bir mübadele aracıdır. Bir başka deyişle para ödemelerde genel kabul edilirliği olan herhangi bir varlıktır. Peki, parayı para yapan fonksiyonlar nelerdir ?

Herhangi bir varlığın ‘para’ olarak kabul edilebilmesi için bazı fonksiyonları yerine getirebiliyor olması gerekir. Bu fonksiyonlardan ilki hesap birimi ya da ortak değer aracı olmasıdır. Yerleşik yaşama geçilmeden önce ilkel toplumlarda böyle bir ihtiyaç yoktu. Çünkü üretilen mal ve hizmetlerin sayısı oldukça azdı. Böyle bir ekonomide herhangi bir mal ve hizmetin değeri bir başka mal ve hizmet cinsinden rahatlıkla belirlenebiliyordu. Örneğin, bir kilogram mısırın değerinin üç kilogram buğday olması gibi. Fakat zaman geçtikçe ekonomiler gelişti ve ürün sayısı, çeşitliliği çok hızlı artış gösterdi. Artık bu sistem geçerliliğini yitirdi ve ortak bir değer ölçüsüne olan ihtiyaç doğdu.

Paranın ikinci fonksiyonu ise bir tasarruf aracı olmasıdır. Kuşkusuz, para dışında da pek çok varlığın tasarruf aracı olma özelliği vardır fakat paranın önemli bir özelliği vardır: Değer kaybetme olasılığı sıfıra yakındır. Yani, bir menkul kıymet ya da gayrimenkul de tasarruf aracı olarak kullanılabilir fakat hızlı bir şekilde nakde dönüştürülmesi gerektiğinde ciddi değer kaybı yaşayabilirler. Bir başka deyişle, likit olma özelliği düşüktür. Para ise değerinden neredeyse hiçbir şey kaybetmeden nakde çevrilebilir, çünkü zaten ‘nakittir’. Bu özellik parayı en temel ve önemli tasarruf aracı yapar.

Paranın üçüncü ve belki de en önemli fonksiyonu mübadele aracı olmasıdır. Mübadele işlevini yerine getiremeyen bir varlık para olarak kabul edilemez. Ayrıca, tasarruf aracı olarak kabul edilen varlıklar arasında aynı zamanda mübadele aracı olma işlevini de yerine getirebilen tek varlık paradır. Örneğin, A şirketinin hisse senedini bir tasarruf aracı olarak kullanabilirsiniz fakat bu hisse senedini paraya çevirmeden herhangi bir ticari işlem yapmanız oldukça zor olacaktır.

Bu noktada sorulması gereken kritik soru şudur: EPB’ler yukarıda açıkladığımız fonksiyonları tam olarak yerine getirebilir mi ? Herhangi bir varlığın (elektronik olsun ya da olmasın) bu fonksiyonları yerine getirebilmesi için hangi ekonomik yapı ve temellere dayanması gerekir ? Paranın tarihsel süreç içerisindeki öyküsü, aynı zamanda bu soruların da yanıtı olacaktır. Nasıl mı ?

Yerleşik yaşama geçilmesinde büyük etkisi olan tarım devrimi sonucunda insan toplumları tarım temelli bir sistem kurdular. Yani, ekonomideki temel üretim faktörü toprak oldu. Çünkü ekonomideki bütün yönlendirici kuvvet tarımsal faaliyetlere aitti. Doğal olarak tarım toplumu geliştikçe ve ürün sayısı arttıkça ekonomilerde ortak bir mübadele aracı arayışı oldu ve bu da temel üretim faktörü olan ‘toprağın’ altından çıkan Altın, Gümüş gibi değerli metaller oldu. Değerli metaller ortak mübadele aracı oldu. Temel üretim faktörü olan toprak, toplumun para birimini belirlemiş oldu. Fakat zaman ilerledikçe temel üretim faktörü değişti. Nasıl mı ?

Ekonomi geliştikçe sanayi devriminin de etkisiyle ekonomideki temel üretim faktörü ‘sermaye’ oldu. Çünkü sanayi devriminin sonucunda ekonomilerde ‘büyük ölçekli’ ve ‘seri üretim’ zorunluluğu ve eğilimi doğdu. Bu da sermayeye olan talebi muazzam ölçüde artırdı. İşte bu noktada finansal aracılar ve bankacılık sistemi eş zamanlı olarak gelişti. Artan uluslararası ticaret hacmi karşısında arzı sınırlı olan Altın, gümüş gibi değerli metaller giderek yetersiz kalmaya başladı. Bu aşamada gelişen ve büyüyen bankacılık sisteminin ürettiği, değişen zamana uyum gösteren ‘kaydi para’ yeni ortak değişim aracı oldu. Yani, ekonomideki yeni temel üretim faktörü olan sermayenin mobilize olduğu finansal sistemin ürettiği kaydi paralar, diğer adıyla banknotlar tam anlamıyla ‘para’ özelliği kazandı. Yeniden üretim faktörü (sermaye) para birimini (banknot) belirlemiş oldu.

Ekonomiler geliştikçe ve paranın ekonomi üzerindeki yön tayin edici gücü arttıkça para üzerindeki tekelleşme eğilimleri arttı ve ‘merkez bankacılığı’ sistemi gelişti. Böylece devletler para arzı üzerinde tekel olarak söz sahibi oldu.

Günümüzde de büyük ölçüde aynı sistem geçerli fakat değişen bir şeyler var: Bilişim Devrimi. Yakın geçmişte ortaya çıkan bilişim devrimiyle birlikte ekonomilerde, özellikle gelişmiş ekonomilerde temel üretim faktörü ‘Bilgi’ olmaya başladı. Çünkü artık üretilen ve ticareti yapılan mal ve hizmetlerin çoğu bilgi içerikli ürünler. İşte bununla beraber para sisteminde yeniden paradigmal değişim başlamış oldu. Nasıl mı ?

Tarım ve sanayi toplumlarında toprak ve sermaye para birimlerini nasıl belirlediyse, aynı süreç ‘Bilgi Toplumu’ için de ortaya çıkmaya başladı ve EPB’ler ortaya çıktı. Bilgi içeriği yüksek olan ürünlerin ticaretinde bilgi ve iletişim bazlı ödeme teknolojileri ve araçları ortaya çıktı. Temel üretim faktörü haline gelmeye başlayan bilgi, para birimini de belirlemeye başladı.

Fakat bu değişim henüz çok yeni. EPB’ler şu an ağırlıklı olarak tasarruf aracı olarak kullanılıyor. Yani, alım ve satımından kar elde etme amacıyla kullanılıyor. Bunun yanı sıra mübadele aracı olarak da kullanılıyor fakat uluslararası ticaret hacmine oranı hala çok yüksek değil. Bunun en temel nedeni, ‘değer ölçüsü’ olma işlevini henüz güvenilir olarak yerine getiremiyor olması. Çünkü EPB’lerin değeri hızlıca dalgalanıyor ve bu da EPB’lerle alınıp satılan ürünlerin değer tespitini zorlaştırıyor. Zaman içerisinde bu dalgalanma azaldıkça mübadele aracı işlevi de daha çok güçlenecektir ve EPB’ler klasik üç fonksiyonu da yerine getirebiliyor olacaktır diyebilir miyiz ? Devletlerin ve merkez bankalarının buna tepkisi ne olacaktır ? Ve daha da önemlisi, küresel parasal sistem ve para politikaları tüm bunlardan nasıl etkilenecektir ? Tüm bunların yanıtı önümüzdeki hafta yeni yazımızda.

Görüşmek üzere.

Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi/danışmanlığı değildir.

Mail adreslerim: utugberk@gmail.com  utugberk@hotmail.com 

 

 

 

Okudunuz mu?

KÜRESEL KONJONKTÜR VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Tuğberk Çiloğlu Küresel ekonomide 2020 yılı başından beri etkili olan pandemi süreci, kendi içinde yaşadığı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Translate »